25 Mayıs 2009 Pazartesi

Ben bir küçük Umut Ege'yim köşe bucak gezmedeyim...

Yeterlik sınavı geçince kendimizi gezmelere vurduk. Sabah çalışma planı yapmadan kalkmak değişik geldi:)) Bakalım görüşmeyeli beri neler yapmışız.

Cuma günü sınav sonrası doktora kontrole gittik. Doktor yeterliği geçmem sebebiyle beni biraz havaya soktu. İsveç'te bunlar için yapılan organizasyonlara kral bile geliyor Türkiye'de kaale alınmıyor dedi. Yeni beslenme planımızı verdi. Önümüzdeki ay görüşmüyoruz. Artık yumurta ve et yemeye başladık, salçasız ve tuzsuz pişmek kaydıyla evde pişen yemeklerden veriyoruz. Önümüzdeki ay bakliyata da başlayabiliriz.

Umut Ege'nin annesine benzerlik gösterdiği yanlardan biri uyurken akrobasi olimpiyatlarına katılması. Başlangıç pozisyonunu görüntüleyemediğim için en son düzgün yatışını çektim. Yatışa bu şekilde başlıyoruz.



Fakat yatakta bulduğumuz konum şudur:)) Gecenin ilerleyen vakitlerinde ayakların olması gereken yerde baş vardı, hem de yorganın altında, ayaklarsa açıktaydı:))



Cumartesi günü, uzun aradan sonra Mert - Umut Ege buluşmasını gerçekleştirdik. Sırayla ağlayan ufaklıklar arasında, eski uzun uzadıya sohbetler yoktu ama eskisinden keyifliydi herşey. Yeşim ve Faruk'a yeterlik şerefine ısmarladıkları yemek için tekrar teşekkür ederim. (Kaydı yayınladıktan sonra bunu yazmadığımı farkettim, büyük kayıp) Dönüşte babasının seslenişleriyle geldim ki ne görelim, poposunu dikip elleriyle manevra yapmak suretiyle erken emekleme hareketleri gösterdi bizim minik tırtıl.



Pazar günü de Nigar Teyzemize kırk uçurduk (yeterlik sınavına hazırlanan anne olunca, 7 ayda kırk uçurma merasimleri son bulmamış oluyor:)) Nigar teyze, Umut Ege'ye çıngıraklı bir top (tam da istediğimden bu kadar olur) ve bir traktör almış.
Zaten ya Umut Ege'ye ya bana biri bir hediye veriyor, fena alıştım ben bu işe. Bunalıma gireceğim bu durum sona erdiğinde;)

Yere de battaniyeyi serip bir kaç oyuncak daha verilince Umut Ege resimdeki gibi oynadı, biz de sohbet etttiiiik demek ne hoş olurdu. Lakin günün ilerleyen vakitlerinde bizimki yaygarayı bastı. Emzirmek fayda etmedi. Getirdiğimiz sebze püresini yememişti, onu tekrar ısıtamadığımız için kar etmedi. Neyse ki tecrübeli bir anne (Nigar'ın annesi) vardı da, ekmek anne sütü pekmez karışımıyla mutluluk yakalandı.
Dönüş yolunda da yaygarayı basan o değilmiş gibi Yasemin teyzesine kahkahalar gönderdi. Bu buluşmadan çıkan ders, kaşık maması vb. can düşmanın muamelesi yapma. Araştır, bir kaç tane kenara at, fink vakitlerinde kullan.

4 yorum:

K.T dedi ki...

Tebrikler yeterlik sonrası bir huzur ve huzursuzluk olmuştur içinde.
Kuzey Tan da Umut ege gibi aynı tür hareketlerde. Korkutuyor beni. Dünden beri de yatağının korkuluklarına tutunuyor. Bu sebepten yatağının en alt kadameye indirdik. kaza olmadan.
Umut Ege yi de öpüyoruz. Koş Umut ege hadi.

Mustafa Rumelili dedi ki...

Bakıyorum nesneler sıkı sıkıya kavranabiliyor ...:)

Tekir dedi ki...

Bizdeki park yatak da aynı :)))) Kedili battaniyeye ve Umut Ege'nin yatış şekillerine bayıldık.

Öperiz.

saricizmeli dedi ki...

Evet, geliştirdi kavrama hareketlerini.

Battaniyemiz birinci sarman şahıs:P