22 Ekim 2013 Salı

Anneanne Sorunsalı


Güldük eğlendik yattık.

Konu gene çocuklara geldi.

Kaç çocuğun olacak NE senin dedim 2 dedi. UE senin diye sordum 7 dedi dedi.

UE karısına söyleyecekmiş 7 tane çocuk büyütecekmiş karnında.

Oooo o zaman ben size hiç gelmem çok gürültülü olur sizin ev, hep Ecelere giderim dedim.

O altı tanesini uyuturmuş biri uyanık kalırmış.

Sonra ben senin çocuklarının nesi olacağım diye sordum. Babaannesi dedi. Peki onların anneannesi kim olacak tanıyor muyuz diye sordu UE de bana.

Tanıdığımız biriyle evlenirsen tanıyoruzdur dedim.

Mesele Ayşe'yle evlenirzen tanıyoruzdur diye devam ettim. Evlenir misin dedim I-ıh.

Lale'yle evlenir misin? (not yazmış bir kız buna UE en iyi arkadaşıymış) I-ıh.

Gazme'yle (2.5 yaş) evlenir misin?  Ooooo onun büyümesine daha çok var yaa diye cevapladı istemez ses tonuyla.

23 Temmuz 2013 Salı

Rahatım rahat.

Hatırlayanlar hatırlar  UE   işleri halleder bizde. Artık kardeşinin yedirilmesi sorumluluğu da onda.



Büyük daha küçük olana baka baka büyütme sistemi var değil mi?

Rahatım rahat bu yaz:)



17 Temmuz 2013 Çarşamba

Bul Bakalım Farkı



Diyordum ki geçirdiğim son dört yaz için hamilelikten, emzirme hormonlarından bu bunalma hallerim. Hayır değilmiş ne yazık ki! Serinsever Sarıçizmeli olmuşum ben. Serinsever Sarıçizmeli sıcaklarda park bayır bunalmak istemeyince masa başı ilgi çekecek aktiviteler üzerine kafa yorar.

UE ile sırayla çizim yapıyor farkları buluyoruz. Bu UE'nin benim için çizdiği. Tüm farkları bulup onları bulamayınca kopyalar verdi bana: bir çatı bombeli diğeri düzmüş (ben de onu çizemediği için zannetmiştim), birinin üstünde çıkıntı varmış diğerinde yokmuş (kaleme hakim olamadı sanmıştım).

Resim arasında da yazlar arasında da çok fark var, bazıları bunaltıcı bazıları ferahlatıcı.


24 Mayıs 2013 Cuma

Yükseklik Korkusu

UE: Anne bu yaz yazlığa uçakla gidelim mi?
Anne: Gidelim oğlum.
UE: Ama ben cam kenarına oturamam, yükseklik korkum var da....

17 Mayıs 2013 Cuma

OİP'ten esinle eski bir yazı...

OİP eskilerden yazmış. Ben de o anatomilere atıf yaptığım bir yazıyı hatırladım:)
Hatırlayanlar gülümsesin.


Tarih: 29.03.2010

Yer: Ankara'da bir ev

Olay: Saatleri ayarlama enstitüsü, saatleri bir saat ileri alır. Baharın gelişinin müjdecisi bu gelişme anneyi pek sevindirir. Lakin UE bu duruma uyum sağlayamaz. Saat 8:30 olmasına rağmen mışıl uykulardadır. Bir önceki hafta çıkan 3 diş, uykusuz geceler, tatlı uykulu sabahlar nedeniyle işe bolca geç kalınmıştır. Daha fazla geç sayısını arttırmamak için UE'nin tatlı uykusu bozulur. UE'nin her sabah yarım saat yatakta kahvaltı keyfi vardır. Keyif sonunda UE yatakta babasının yanında bırakılır, yan odadan çorapları alınıp gelinecektir.

Olay Örgüsüne Katkısı Olması Amacıyla:

Herkes çocuk yataktan bir kere düşmeden büyümez der. Anne aklından geçirir, "eferin len bize düşürmedik şaşırmadık çocuğu" der. Zaten düşmemesi için çocuk asla yüksek bir yerde bırakılmaz, ağlasa bile yere indirilir, babası ben gidiyorum dikkat et denir.

Ama olacak ve öleceğe çare yoktur. Babanın gözleri UE'ye dikili olduğundan ne UE yataktan indirilir, ne de babaya uyarıda bulunulur.

Oysa ki baba masaldaki dev gibidir. Gözleri açıkken uyumaktadır. Ya da kimbilir tezinin hangi safhasını aklından geçirmektedir. UE'nin anne tarafından yatakta ona bırakıldığının farkında bile değildir. Dolaptan gömleğini almaya gider.

Tırın tırın tırııın...

Anne çorapları bir koşuda alıp gelir. Bir de ne görsün, UE yataktan aşağı doğru başını eğmiştir. Atlaması an meselesidir. Anne panik olur. En ortalığı velveleye veren ses tonuyla hızla ve panikle isim isim isim diyerek babaya seslenir. Baba her zaman iyi bir eşlikçidir. Paniğe hemen dahil olur. Hışımla fırlar. Bu arada boş zamanlarında adam kaydıran yağcıbedir çizgi filmlerdeki gibi babanın ayakları altından kayar. Baba dengesini kaybeder ama yatağın üzerinden atılıp UE'yi bacağından tutmayı başarır. Bu başarıyla UE'nin ya hızı kesilmiş ya da dengeli bir düşüşten alıkonulmuştur. (Bu konu bilinmemekle berebar, ilk seçeneğin olmuş olduğu düşünülüp gönüller ferahlatılmaktadır. ) Baba görevini yerine getirdikten sonra sağ omzu üzerine yere çakılmak suretiyle omzunu kırar.


Tarih: 30.03.2010

Yer: Ankara'da bir ev

Gelişmeler:

UE’nin kafasında kocaman bir şiş,
İlk hali kocaman bir ceviz imiş,
Lasonil jeli sürdükçe gösterir iniş.

Babanın kolunda bir askı,
Budur onun tüm işleri yapmamaya karşı kaskı,
Der ki içinden, yapsam tüm işleri olmasa kolumda bu ağrılı baskı.

Anne , anladı ki baba hayatta ona büyük destek,
Evde var iki erkek,
Giydirip yediriyor onları tek tek,
Araba kullanmasını pekiştiriyor vesileyle, buna sevinebilir bir tek.:))


UE alnında kocaman ceviziyle, olaya ilişkin tüm izleri silmiş legolarıyla oynar. Dedesi sorar, nereye çarparsan kafan acır UE? UE sehpa köşesini, sehpa kenarlarını ve kapıları gösterir. Anne sorar siz nereye düştünüz, UE Legolarına döner. Baba sorar koluma ne oldu UE? UE gene legorıyla oynar. Olay anı yukarıda anlattığım kadar neşeli tınılar barındırmıyordu ne yazık ki. Yatağın bir ucuna düşmüş ağlayan UE, diğer ucunda tutamadım diye inleyen baba (babalık işte), ne dediğini bile hatırlamayan ama hangisine ne oldu korkusundan ağzının birden kuruduğunu çok iyi hatırlayan anne. UE bu görüntülerle uğraşmayı istemiyor sanırım.


Bu ilk düşüş anımızda, OIP'nin kulakları çınlasın, bloga koyacak bir fotograf çekemedim ya! Hadi orda aklım ermedi, bari acil serviste uyansaydım:))

Kazasız günler dileklerimle...

2 Nisan 2013 Salı

Çıkartma Kitabı

Çıkartma olmadan çocuk büyütmüş bir önceki nesle saygıyla...

Çıkartma kitabı diyince İş Bankası Kültür Yayınları'nın serisi çok başarılı benim nazarımda.

UE'nin kıtalar, hayvanlar, dinozorlar merakı çerçevesinde 2 tane daha edindim. Gene muhteşemler.

Bir göz atın derim...

28 Şubat 2013 Perşembe

Bebek sana nişan olsun coşkuların gelini... Mutlu Yaşlar NE.

 
2 Yıl önce tam bugün... Bana 2. kere annelik şapkasını giydiren NE. Nice mutlu yaşlar...
 
 






Bebek seni ay korusun,

Yeni doğmuş tay korusun.

Rüzgâr olsun sana serçelerin sürüsü,

Yüreğine sokulmasın acıların birisi.


Sevdaların kuyusunda ışıklanıp uyusun,

Uyusun da yalım yalım öpüşlenip büyüsün,

Büyüsün de sırım sırım yiğitlenip yürüsün.

 
Bebek seni kelebek,

Seni sevinçlerin irisi,

Seni merak, hareket,

Gonca veren bereket,

Umutların büyüsü,

Muştuların sayısı,

Seni azıdişleri,

Kuzuların düşleri,

Seni kırlar, seni nar,

Ceren, ceylan, şarkılar,

Seni özlemlerin iyisi,

Çiçek çiçek kaysılar,

Filiz filiz uyutsun,

Çağıl çağıl büyütsün.

 
 
Sana ırmakların köpüğü,

Sana kucak kucak yeşillik,

Asmaların sürgünü,

Yuvadaki üveyik,

Işık olsun yetişsin,

Yetişsin de,

Şu dünyanın karaları,

Yaşamanın yaraları,

Yangınların çıraları,

Köşe bucak kaçışsın.

 
Bebek sana nişan olsun coşkuların gelini,

Koklayasın dileğince yıldızların gülünü.

Dar gününde dağlar senin sıkı tutsun elini,

Bebek seni hayat,

Seni hayat korusun... (N. Behram)...

 


26 Şubat 2013 Salı

NE'nin erken 2. yaşgünü partisi.

 
 
 
Gerçek doğumgününden birkaç gün önce çekirdek aile + ceviz, badem aileleri de biraraya geldik bu sene çok şükür. Geçen sene bastıran kar sebebiyle bizim her ilden bir deli Balıkesir'den tut birini tayfası dışında gelebilen olmamıştı partimize. Öyle ki kuzunun babası 20:00 sularında gelebilmiş, bir poz resimden sonra bizim kuzu sızmıştı. Bu sene bir bahar havası sardı sarmaladı şubat sonunu. Parti sonunda kaydırağa bile indi bizim NE.
 
Bu sene havalar değil ama yaptığım iki kurabiyenin de istediğim gibi olmayışı beni bozdu. Neyse ki gelenler gayet güzel diye beni havaya soktular (işte aile gibisi yok, ne yapsan muhteşemsin).
 
 
 
 
Şeker hamurlu pastalardan kaçabildiğimiz kadar kaçalım, sanırım seneye pastamda o da olsun bu da olsun siparişleri geliyor olacak.... Teyze elinden geleneksel enfes pasta...
 
 
 

 
Teyzesinin doğumgününde bolca pratik yapmıştı.

 
 
Neyse ki sorun çıkmadan kardeş kardeş üflediler...
 

 
Sanırım 20 tane bebeği var, ama gene de bebek favori hediyesi oldu.
 
İyi ki doğdunuz hanfendiciğim ve abisi!
 
 
 
 
 
 

25 Şubat 2013 Pazartesi

Beter İki - 2.






Ben bu filmi bi yerden hatırlıyorum, hoş gelişler ola beter iki sana;)

12 Şubat 2013 Salı

Bu kurbağayı tanıdınız mı?


Kim ki bu kurbağa?



Aman da kimmiş!

11 Şubat 2013 Pazartesi

Anasına bak ama kızını alma..

Annem oldukça yetenekli bir kadın. Ve galiba da kıskanç! Öyle olmasa yeteneklerinin 10 da birini bana aktarırdı değil mi ama? Neyse ki kıskanç olduğu kadar da çalışkan, ne dik, dönüştür dersek tamam der. 

Bir eski kazak, onun ellerinden bir yılana dönmüş :




Yıllar oldu İstanbul'a gidemeyeli çantalarla hasret giderelim:

 
 
Kek, kurabiye delisi kıza önlük annesinden:
 
 
Eldiven, tutaç da eklensin tez zamanda bu önlüğe bayan şüpelep.
 
 
UE'ye diktiği nevresim takımlarının üzerinde uzanıyoruz UE ile.
UE: Anne ben bu ayıcıklı yastığımı çok seviyorum.
Anne: Onu anneannen dikmişti sana.
UE: Neden yırtılmış mıydı ki?
 
 
 

29 Ocak 2013 Salı

NE artık fotografa merak sardı.




 
NE abisine oranla çizme boyama işlerine daha meraklı bir çocuk. Kasım 2012 den bir eseri (21 aylık kendisi). Tabi bunda UE ye 1.5 yaş civarında kendine zarar verirse diye kalem vermemiş olmamız, ağzına soktuğu için pastel boyadan uzak tutmamız gibi etkenler de sebep. UE evde kalemle boyayla dolandığından NE den çok uzak tutamadık, Allahım sen koru dedik ve 2. kere ana baba olduğumuzdan daha rahat davrandık.  Kırmızı saplı olan çiçek bu arada. Hem biz rahat davrandık hem o daha yetenekli galiba (UE bu satırları okuyup hırs yapıp güzel sanatlar fakültesine girer mi acaba?)
 
 
 
 
Resim sanatçımız NE ilk kez fotograf çekti dün gece.  Gidip bisikletinin resmini çekmiş kuzucuğum.

Biz abisiyle o sırada N. kez satranç oynamakta olduğumuzdan bakamamıştım ne çektiğine.

Bizde parasını en hakeden oyuncak grubu bu tekerlekli grup bu arada.