24 Mayıs 2013 Cuma

Yükseklik Korkusu

UE: Anne bu yaz yazlığa uçakla gidelim mi?
Anne: Gidelim oğlum.
UE: Ama ben cam kenarına oturamam, yükseklik korkum var da....

17 Mayıs 2013 Cuma

OİP'ten esinle eski bir yazı...

OİP eskilerden yazmış. Ben de o anatomilere atıf yaptığım bir yazıyı hatırladım:)
Hatırlayanlar gülümsesin.


Tarih: 29.03.2010

Yer: Ankara'da bir ev

Olay: Saatleri ayarlama enstitüsü, saatleri bir saat ileri alır. Baharın gelişinin müjdecisi bu gelişme anneyi pek sevindirir. Lakin UE bu duruma uyum sağlayamaz. Saat 8:30 olmasına rağmen mışıl uykulardadır. Bir önceki hafta çıkan 3 diş, uykusuz geceler, tatlı uykulu sabahlar nedeniyle işe bolca geç kalınmıştır. Daha fazla geç sayısını arttırmamak için UE'nin tatlı uykusu bozulur. UE'nin her sabah yarım saat yatakta kahvaltı keyfi vardır. Keyif sonunda UE yatakta babasının yanında bırakılır, yan odadan çorapları alınıp gelinecektir.

Olay Örgüsüne Katkısı Olması Amacıyla:

Herkes çocuk yataktan bir kere düşmeden büyümez der. Anne aklından geçirir, "eferin len bize düşürmedik şaşırmadık çocuğu" der. Zaten düşmemesi için çocuk asla yüksek bir yerde bırakılmaz, ağlasa bile yere indirilir, babası ben gidiyorum dikkat et denir.

Ama olacak ve öleceğe çare yoktur. Babanın gözleri UE'ye dikili olduğundan ne UE yataktan indirilir, ne de babaya uyarıda bulunulur.

Oysa ki baba masaldaki dev gibidir. Gözleri açıkken uyumaktadır. Ya da kimbilir tezinin hangi safhasını aklından geçirmektedir. UE'nin anne tarafından yatakta ona bırakıldığının farkında bile değildir. Dolaptan gömleğini almaya gider.

Tırın tırın tırııın...

Anne çorapları bir koşuda alıp gelir. Bir de ne görsün, UE yataktan aşağı doğru başını eğmiştir. Atlaması an meselesidir. Anne panik olur. En ortalığı velveleye veren ses tonuyla hızla ve panikle isim isim isim diyerek babaya seslenir. Baba her zaman iyi bir eşlikçidir. Paniğe hemen dahil olur. Hışımla fırlar. Bu arada boş zamanlarında adam kaydıran yağcıbedir çizgi filmlerdeki gibi babanın ayakları altından kayar. Baba dengesini kaybeder ama yatağın üzerinden atılıp UE'yi bacağından tutmayı başarır. Bu başarıyla UE'nin ya hızı kesilmiş ya da dengeli bir düşüşten alıkonulmuştur. (Bu konu bilinmemekle berebar, ilk seçeneğin olmuş olduğu düşünülüp gönüller ferahlatılmaktadır. ) Baba görevini yerine getirdikten sonra sağ omzu üzerine yere çakılmak suretiyle omzunu kırar.


Tarih: 30.03.2010

Yer: Ankara'da bir ev

Gelişmeler:

UE’nin kafasında kocaman bir şiş,
İlk hali kocaman bir ceviz imiş,
Lasonil jeli sürdükçe gösterir iniş.

Babanın kolunda bir askı,
Budur onun tüm işleri yapmamaya karşı kaskı,
Der ki içinden, yapsam tüm işleri olmasa kolumda bu ağrılı baskı.

Anne , anladı ki baba hayatta ona büyük destek,
Evde var iki erkek,
Giydirip yediriyor onları tek tek,
Araba kullanmasını pekiştiriyor vesileyle, buna sevinebilir bir tek.:))


UE alnında kocaman ceviziyle, olaya ilişkin tüm izleri silmiş legolarıyla oynar. Dedesi sorar, nereye çarparsan kafan acır UE? UE sehpa köşesini, sehpa kenarlarını ve kapıları gösterir. Anne sorar siz nereye düştünüz, UE Legolarına döner. Baba sorar koluma ne oldu UE? UE gene legorıyla oynar. Olay anı yukarıda anlattığım kadar neşeli tınılar barındırmıyordu ne yazık ki. Yatağın bir ucuna düşmüş ağlayan UE, diğer ucunda tutamadım diye inleyen baba (babalık işte), ne dediğini bile hatırlamayan ama hangisine ne oldu korkusundan ağzının birden kuruduğunu çok iyi hatırlayan anne. UE bu görüntülerle uğraşmayı istemiyor sanırım.


Bu ilk düşüş anımızda, OIP'nin kulakları çınlasın, bloga koyacak bir fotograf çekemedim ya! Hadi orda aklım ermedi, bari acil serviste uyansaydım:))

Kazasız günler dileklerimle...