1 Eylül 2010 Çarşamba

23. ayında UE'den haberler...

Hep pırıtcık hep pırıtcık, UE yi merak edenler de var. Gelelim UE neler yapıyora. Yaklaşık 3 haftadır yakasını hastalıktan kurtaramadı. Deniz, açık hava etkisinde aldığı kiloların 500 gramıyla vedalaştı bu dönemde. Daha önceki tecrübelerimden biliyorum ki, hastalık sonrası tez zamanda toparlar.

Hastalık ona azıcık öksüren birini gördüğünde doktoğa tavsiyesi vermeyi kattı. Münüklerini çıkarma yöntemlerini geliştirdi. Doktor kontrolünde daha az ağlar, evde doktor nerelerini kontrol etti diyince kulağı, ağzı, sırtı diyip gösterir oldu.

İnadım inat, kırk kanat durumlarında. Yemek yemiyorsa sakın yeme dersem iştaha geliyor. Şortunu giymiyorsa, aman giyme dediğimde anında giyiyor. Hastalık hali uzun sürünce iki yudum daha fazla yesin diye sofrada "yeme!, yeme!" oyunları yapar oldum. Biraz iyileşip kendisi yer olunca oyunları bıraktım. Bu sefer o "yeme" diyerek hadisene yeme de oynayalım yaklaşımlarını geliştirdi.

Çenesi her geçen gün kuvvetleniyor. Anlatacak birşey yoksa, bulaşık makinesini gösterip yıkamıyo, vantilatörü gösterip dönmüyo diyerek sohbet başlatıyor.

3 gün tatili fırsat bilip Akyaya'ya gittik. Merdivene çıkan kediye düşersin, üşüyüp denizden çıkınca denize geri giren babasına üşürsün uyarılarında bulunuyor.

Arkadaşımız sigara için ateşi olan var mı diye sorunca, elini alnına koyup yok cevabı vermesi güldürürken, arkadaşımızın kızı Mavi'ye kırmızı, diğer arkadaşımızın oğlu Sarp'a sert demesi de muzip mi acaba merakı uyandırdı. Mavi 17 aylık, Sarp 12. UE pek irtibata girmedi, ben abi oldum halleri dorukta.

Gidişte gelişte yanımıza hiç oyuncak almadan yol boyunca şarkıyla, sohbetle oyalayabilmem de büyüyor mu ne dedirtti.

Arabada büyüyor mu derken, tuvalet eğitiminde biraz mola dedik. Lazımlığa oturmaya başlayınca kakasını tutmaya başladı. Ben de bezle biraz daha devam dedim. Ama şortu yoksa bezi açıp (neyse ki ıslak zeminlere) çişini yapıp, kaka diye haber veriyor:))

Kafayı arabanın şoför koltuğuna taktı. Babanın diyip yerleşip, anahtarı takıp kontağı radyoyu çalıştırabilecek şekilde çalıştırıyor. Sonra da direksiyon sallıyor.

Annenin, babanın, Umege'nin diye herkesin eşyalarını sayması favorisi.

Kırmızı, mavi ve pembe renklerini öğrendi. Yeşil zeytine beyaz zeytin diyor:))

Kamyön (Kamyon) aşkı hat safhada.

Doktordan çıkarken sekreter teyzesine hoşçakal de dediğimizde, hoşçakalı beğenmedi iyi günleeee demeyi tercih etti. Birey oldu birey;)

3 yorum:

ilknur malcı dedi ki...

maaşallah UE ye.Abi olmaya hazırmış zaten.

saricizmeli dedi ki...

:)) abi UE;)

Adsız dedi ki...

Hahaha, çok tatlı ya :))) Fotoğraflar da çok güzel, büyümüş, çok tatlı olmuş, çok!