27 Ekim 2010 Çarşamba

23. ayda yazacaktım, anca...

23. ayda yaptıkları...

10.10.10 kıymetli tarihinde "üç tane fıstık bitti" cümlesi teyzesinin aaa 4 kelimeli cümle uyarısıyla benim ilk farkettiğim 4 kelimeli cümlesi oldu.

Kafiyeleri yakalamaya başladı. Kemer dediysem, hemen Tamey (Tamer) diye ekliyor.
Ama dendiyse mutlaka mama diyip kahkahayı basıyor. Nerden içsin kuzu su, o anasının kuzusu cinaslı kafiyesini yakalamasını bekliyoruz:P

Konuşmalar arasında sevdiği değişik bulduğu kelimeler varsa hemen tekrar ediyor, "acaba", "demek ki" favorileri.

Olumsuzluk ekini yapabilirlik olarak kullanıyor: gitme demek yerine gideme, öpme öpeme.

Palamutla sarmaş dolaşlar.

Giyinmem de giyinmem faslındayız. Bazen şirin dede (yılların şirin babasını dedesi şirin dede yapmış, üstelik teyzesinin evindeki gözlüklü şirini şirin dede eylemişler dede torun) istediği için, bazen sakın giyme dediğimiz için, bazen de sen giymezsen biz giyelim diyerek, bazen kapıdaki taksi UE çoraplarını giymediği için gitmiş giyersen gelir heveslendirmesiyle kış insanı yapıyoruz UE'yi.

Kendini fındık fıstığa vurmuş durumda, doktorunun alerjen olabilir üç yaşına kadar kaçının uyarısını rafa kaldırdım. Haladan Gaziantep dönüşü fıstık istedi, ama sonra burda var getirme dedi.

Playdoo oynamak bu aralar favorisi. Oyuncaklarını yatmadan önce toplama eğitimine başladık. Hain kuşumuz playdooları UE açıkta bıraktığı için kaptığı gibi götürmüş.Neyse ki kuşu yakalayabilenler var evde:)) UE, kuşun playdoolarını aldığını görünce sesleniyor kuşa emir edasıyla "kuş getir, kapıdan".

Yer yatağından kendi yatağına geçti. Çılgın inişlere karşı yer yatağı yatağının önünde. Uyurken o yatağına yatıyor ben yer yatağına, elini tutarak uyuyoruz. Babanne yatağı 2 numara büyüyene kadar geri bekleme:)

Bilimum araçlar dizili oyuncaklarda, otobüs, tren, arabalar, kamyonlar, tırlar, motor, bisiklet...

Üç bayıldığı sayı. Anneyi ne kadar seviyorsun, üç. Kaç tane fıstık yersin üç. Ve üç taneyi sayabiliyor, iki tane verdimse üç istiyor.

Zeytin delisi, babannesinde kırdığı kahvaltıda 25 zeytin rekorunu tekrar görmesek de 15 zeytin garanti.

Ayısını da indirmiş arabaya (dedesiyle (babasının) havalar güzelken her gün bir araba saatleri oluyordu), ayıyı arka koltuğa oturtmuş, çocuklar arkaya diyerek.

Babannesinde lazımlık kullanıyor, evde asla. Evde biberondan değil bardaktan su içiyor, babannesinde de tam tersi.

Sübata dedesiyle (annesinin) komşu komşu oğlun geldi mi oynuyorlar. UE kime kime faslında döngüye giriyor : - anneye, - başka kime :umegeye (artık umut ege de diyor 2-3 gündür), - başkaaaaa?, -karaya (kara kedi). Yeni modası da oyunu olumsuz oynamak. Komşu komşu oğlun geldi mi? - Gelemedi. Ne getirmedi? - İncik Boncuk. Kime kime getirmedi ....

4 yorum:

yeliz dedi ki...

tatlım nasıl büyüyor maşallah. kitap mimi ile mimlendin, değerli düşüncelerini bekliyoruz sarı çizmelim:)

Fatma dedi ki...

Allah sağlık ve mutluluk versin. Bana da fikir oluyor, arkadan takip ediyoruz sarı çizmeli tatlıyı. 20 aylık bir bebe Denizim.

Adsız dedi ki...

Of giyinmem faslı bizde de var, çok fena. "Ben bunu giymeyim", "çıplak istiyosun" diyor (hala birinci tekil şahıs eki yok fiillerde :) Kafiyelere bayıldım bu arada. Oyunlar da çok güzelmiş... Anasının kuzusunu öperim :) Sevgiler...

saricizmeli dedi ki...

Yelizcim, mimim gördüm. Bir sonraki post mim olacak.


Blogların en iyi yanlarından biri bu Fadiş. Teori değil pratikten faydalanıyorsun.

Bu akşam beziyle dolandı yarım saat. Hiç bişi kar etmedi. Sen benim sözümü dinlemeiyorsun ben de sana bardaktan su isteyince sözünü dinlemeyip vermeyeceğim diyince ikna oldu. Ekvatora mı taşınsak.