Mutlu Tönbekici gazetedeki yazısına 7. sıradan yerleştirmiş "kötü anne olmayı" insanları ikna edemeyecekleriniz listesine. Hasta ruhlu anneleri bir kenara koyduğumuzda bir annenin değerlendirilmesi ne haddimize ki ( burada evlatların annelerini değerlendirmelerini de konu dışı bırakıyorum)?
Para, iman ve annelik. Bilinmez kimde ne kadar bol ve iyi.
Dünya üzerinde milyonlarca kadının bir hali annelik. Bu annelik halinin de kendi içinde halleri var ayrıca. Her anı bir cümle anneliğin. Anne öznesi. Nesne değişiyor, eylem de. Kimi zaman anne gizli özne bile oluyor. Oluşan cümlelere edatlar ve zarflar da ekleniyor. Bu cümlelerin tümü oluşturuyor Anneliği. Bir metin oluşuyor annelikten. İlişkiler, olaylar, koşullar zinciri içeren bir metin. Anne kimi cümlelerde etken, kimilerinde edilgen. Bu metni okuma şansımız olmadan sunuşunu okuyoruz. Sunuş mükemmelse fecaat içerikten haberdar bile olamayız, ya da tam tersi. Özetle içerideni hakkında kesin konuşamam ama dışarıdan kesitlerle değerlendirilebilir bir hal değildir annnelik. Değerlenmesi yapılamaz bir halden iyi ya da kötü sonucuna da varılamaz.
1 yorum:
Bülent Ortaçgil'in
"Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma
Karikatürleştirme beni
İlahlaştırma
Tabulaştırma sakın
Tapulaştırma
Ben seni öyle sevdim
Böyle mi sevdim?
Matematikleştirme beni
Çarpma, bölme
Toplama, çıkartma
Beni hesaplaştırma
Mekanikleştirma beni
Otomatikleştirme
Beni yarıştırma onla, bunla
Karşılaştırma
Ben seni öyle sevdim
Böyle mi sevdim?
Sıkıştırıp tıkıştırma beni
Depolaştırma
Duygularım yok oldu
Yüreğimi nasırlaştırma
Beni demoralize etme
Depolitize etme
Her işten kaçar oldum
İllegalize etme
Ben seni öyle sevdim
Böyle mi sevdim?"
şarkısı geldi aklıma...
Ne güzel yazmışsın!
Yorum Gönder