

Sabah erkenden uyanılır (gece boyu, sıcak nedeniyle sömürülen anne uyumaya devam eder) dedeyle komşu bahçelerde gezilir tozulur, site ahalisinin uyanmasına tanıklık edilir, kahvaltı ardından bir güzel uykunur, bandiyle tanışılır pek alışılmaz, ela ablayla sohbet edilir, oyunlar alemine dalınır aha emekleyecek diye anne heveslendirilir hevesi kursakta bırakılır, bahçe sulanır, yemekler yenir yenmeyen yerde hamza amcaya gülümserken yemeği kaktıran hain anneye kızılır, olimpik havuz boş ve ev içindeyken altına girilip oynanır kikirdenir, denize gidilir çok enerji harcanır, öykü ablayla oynanır, gözler defne ablayı arar, sonra dedenin kucağında erkeenden uyunakalınır....
Ayşe Arman Bugün ne güzel demiş :
"Evet biliyorum, entelektüeller, yazlık evleri, siteleri aşağılarlar. “Balık istifi gibi yan yana evler, plajda dip dipe havlular, ığğğğğ, felaket!” filan derler. Onlar, limon ağaçların içinde evleri tercih ederler. Müstakil bir evde sukûnet, huzur. Haklılar ama o entelektüeller 4.5 yaşındaki çocuklarıyla ne yapıyorlar bilmiyorum.
Çünkü benimki çocuk istiyor!
Bir sürü...
Eren, Emir, Sera, Mia, Can, Pırıl, Lila, Nis, Aslan Cem istiyor...
Ve kocaman bir plaj...
Mümkünse mısırcı geçsin, elma şekerci geçsin, kolluklu, ördek simitli çocuklar sığ denizde yüzsün, babalarla su savaşı yapsın, kumdan kale yapsın...
Anneler, denize bir metre öteki şezlonglarda Elif Şafak okusun (bütün bir plaj, hatta bütün bir koy seni okuyor Elif!) her yer beyaz kum olsun ve taşsız deniz... Göz ucuyla anneler, çocukları izlesin, babalar margarita getirsin...
Öğlen, şık-salaş lokantasında ev yemekleri yensin...
Ben valla, bu yaz böyle bir yer bulmanın dayanılmaz hafifliği içindeyim.
Önümüzdeki 10 yıl da buraya gelmeyi planlıyorum.
“Bizim sitede ev tut!” diye akıl fikir Selin Çıkınoğlu’na teşekkürü borç bilirim."
Hele böyle yıllardık tanıdıklarının olduğu yazlık site, değme tadına.